Yüksek Öğretimin Sorunları

"Yüksek öğretimin sorunları dendiği zaman, esasen sorun yüksek öğretim öncesinde başlıyor. Biz beşikten mezara kadar ilim diyen kadim medeniyetin mensupları olarak, eğitimin beşikte başladığını, bugünkü tabirle anaokulunda başlayıp daha sonra özellikle on beş yaşta şekillendiğini bilen kişileriz. Bu nedenle üniversite öncesi dönem sorunları, üniversiteye birebir yansıyor. Dolayısıyla üniversite sorunlarının çözülmesi için, üniversite öncesi sorunların çözülmesi gerekmektedir.
Üniversite giriş sınavı da buna dâhildir; nasıl bir sınav ve nasıl bir seçicilik vardır. Onu da uzun yılların vermiş olduğu tecrübeyle eski ÖSYM başkanı Ali hocamdan dinleriz. 
Sonra yüksek öğretimle ilgili kurumlar, birimler, alt birimlerle ilgili, Türkiye’nin hemen hemen pek çok kurumunda olduğu gibi, standartların nesnel ve bütünsel olarak belli olmayışı. Yani bir Hukuk Fakültesine 50-100 öğrenci almanın, nasıllığı konusunda standartlar nedir? Hangi dalda kaç hoca olacak, 2./3. Sınıfta nasıl olacak, hangi hastalıkları görerek bir hekim mezun olacak ve bunları kaç kere görecek. Bir mühendis hangi yeterliliğe kavuşacak gibi. Bu konuda bazıları her ne kadar yüksek öğretim yeterlilikler çerçevesinde teorik olarak belirlenmişse de, günümüz yeterlilikler çağıdır, bu konuda nesnel, objektif uygulanan, ölçülebilen, bunun kazanıldığını ortaya koyan standartlarımızda ciddi sıkıntılar mevcuttur."

Prof. Dr. Recep ÖZTÜRK

SEKAM - 21 Ocak 2017