Sekam
Henüz vakit varken...
Mail Adresiniz :
Şifreniz :
Mail Adresiniz : Şifreniz : Şifre Tekrar : Adınız Soyadınız : Telefon No ( isteğe bağlı) :
Küresel Isınma ve İklim Değişikliği

Küresel Isınma ve İklim Değişikliği

Bilim dergisi 'Nature Climate Change'de yayımlanan iki farklı akademik araştırmada, 2100 yılına kadar Dünya'nın 2 derece ısınacağını söyledi. Bir araştırmaya göre, dünyanın iki derece ısınması 'şu anda büyün fosil yakıt kullanımının' sona ermesi durumunda dahi, bu iyimser tablo içerisinde dahi 2 derece ısınmanın yaşanacağı ifade edildi.

us haber ajansı Sputnik'in aktardığına göre, birbirinden tamamen bağımsız ve farklı yöntemlerle yapılan, sonuçları 'Nature Climate Change' dergisinde yayımlanan 2 farklı araştırma, yüzyılın sonunda Dünya'nın en az 2 derece ısınacağını ortaya koydu.

Washington Üniversitesi'nde Profesör Adrian Raftery liderliğinde yürütülen araştırma, yüzyılın sonunda Dünya'nın ısısının 2 ila 4,9 derece artma ihtimalini yüzde 95 olarak gösterirken, 1,5 derece veya daha az ısınma olasılığını yüzde 1 olarak verdi.
Raftery, ortalama sıcaklık artışının 3,2 derece olacağı öngörüsünde bulundu.

'İKİ DERECE İYİMSER BİR TABLO'

Max Planck Meteoroloji Enstitüsü'nden Thorsten Mauritsen'in yürüttüğü, geçmiş yıllardaki sera gazı emisyonlarının ve fosil yakıt kullanımının incelendiği diğer araştırmada, insanların hemen şimdi fosil yakıt kullanmayı kesmesi halinde bile Dünya'nın 2100 yılına kadar yaklaşık 2 derece ısınacağına dikkat çekildi.

****

Küresel ısınmada azami eşik 2026'ya kadar aşılabilir
Bilim adamları, küresel ısınmanın kontrol altında tutulabilmesi için öngörülen azami sıcaklık artışının önümüzdeki on yıl içinde aşılabileceği uyarısında bulundu.

Avustralya'nın Melbourne Üniversitesinden bilim adamları, Paris İklim Anlaşması'nda 1,5 derece olarak öngörülen ortalama küresel sıcaklık artışıeşiğinin, Onyıllar Arası Pasifik Dalgalanması (IPO) adı verilen okyanus-iklim örüntüsü sebebiyle 2026 yılına kadar aşılabileceğini öngördü.

Pasifik Okyanusu'nda 20 derece kuzey enleminde, 10 ila 30 yıllık evrelerde sıcak veya soğuk yüzey akıntılarının oluşmasına yol açan IPO'nun 1999 yılından bu yana negatif seyir halinde olduğuna, serin yüzey akıntıları ürettiğine dikkati çeken bilim adamları, dalgalanmanın tersine dönmesi halinde mevcut sıcaklık değerlerinde küresel ölçekte artış olacağını vurguladı.

Dalgalanmanın pozitif seyre geçtiği dönemlerde Pasifik Okyanusu'nun ekvatora yakın kesimlerinde okyanus sularının normalin üzerinde ısındığını belirten bilim adamları, bunun atmosfer sıcaklığının artmasına yol açtığını kaydetti.

Araştırmanın sonuçları Geophysical Research Letters dergisinde yayınlandı.

****

İklim değişikliğinin enfeksiyonlar üzerinde tehlikeli etkisi
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin, enfeksiyonlar üzerindeki tehlikeli etkisinin sanılandan daha fazla olacağı ortaya çıktı.

İklim değişikliğinin, enfeksiyonların yayılması ve ortaya çıkması üzerinde sanılandan çok daha fazla etkili olacağı bildirildi.

Liverpool Üniversitesinden bilim adamları, insandan insana bulaşan 100 ve hayvanlardan insanlara bulaşan 100 hastalığın, Avrupa'da iklim değişikliğine bağlı seyrinin ne olacağına ilişkin geniş çaplı bir değerlendirme yaptı.

Sonuçları "Scientific Reports" dergisinde yayımlanan araştırmada, patojenlerin neredeyse üçte ikisinin iklime duyarlı, bunların üçte ikisinin de birden fazla iklimsel etmene sahip olduğu belirtildi. Birden fazla iklimsel etmenin, iklim değişikliğinin bu patojenler üzerinde etkisinin çok yönlü ve komplike olabileceği anlamına geldiği kaydedildi.

Araştırmada, iklime en duyarlıların, böcek ve kenelerin yaydığı patojenler olduğu, bunları toprak, su ve gıda yoluyla bulaşan salgın hastalıkların izlediği gözlendi.

En fazla sayıda farklı iklimsel etmene sahip patojenlerin, koleraya yol açan Vibrio cholerae, karaciğer paraziti Fasciola hepatica, şarbonun kaynağı Bacillus anthracis ve Lyme hastalığının nedeni Borrelia burgdorferi olduğu kaydedildi.

Araştırmada ayrıca SARS, HIV ve Ebola gibi hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların, insandan insana veya hayvandan hayvana geçenlere kıyasla iklim değişikliğine karşı daha hassas olduğu görüldü.