Bu çalışma, araştırmacıların yaklaşık 3 yıllık çalışmalarının bir ürünüdür. Önce literatür taraması yapılmış, sonra planlandığı gibi mülakatlar yapılarak daha önce ülkemizde bir alan çalışması ile belirlenmiş olmayan Aile Yaşam Döngüsü dönemlerinin sayısı ve temel özellikleri tespit edilmiştir. Bundan sonra genelleştirilebilecek bilgilere sahip olmak amacıyla anket formu yardımıyla Türkiye genelinden yaklaşık 3000 aileye ait veriler toplanmış ve analiz edilmiştir. Araştırmada Türkiye’de yaşayan aileler için dönemler arasındaki önemli farklılıklar, farklılıkların yönü ve kaynakları hakkında mümkün olduğunca detaylı analizler yapılmıştır.
Bu çalışmada projede adı geçen üç kişiden başka kendilerine teşekkür borçlu olduğumuz birçok kişinin katkıları bulunmaktadır. Bu kişilerin başında 2,5 yıl boyunca gündeme geldiğinde açık fikirleriyle projeye destek olan değerli meslektaşlarımız Prof. Dr. İsa Sağbaş, Doç. Dr. Yusuf Karaca gelmektedir. Projenin resmi işleyişinde bize yardımcı olan üniversitemiz çalışanlarından Osman Akad ve Ayhan Boyacıoğlu’na da teşekkür ederiz. Ayrıca özellikle araştırma grubundaki “bayan çalışan” eksiğini kapatarak mülakatlarda yardımcı olan öğrencimiz Şadıman Mere’ye; araştırma projesi boyunca birçok değişik iş yaparak yükümüzü hafifleten öğrencimiz Ömer Kuzu’ya da teşekkür ederiz. Ayrıca anket verilerinin alandan sağlıklı şekilde ve zamanında toplanması gibi önemli bir katkı sağlayan AREA danışmanlık şirketine ve Müdürü Murat Karan beyefendiye katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Çalışmamızın diğer araştırmacılara ufuk açıcı olmasını ve bu bilgiyi kullanarak toplumsal fayda sağlayacak kişi ve kuruluşlar için hayırlı olmasını dileriz.
Bu araştırma, Aile Yaşam Döngüsü’nün (AYD) dönemlerini ve dönemlerdeki tüketim davranışlarını belirlemeye çalışmaktadır. Bu amaçla hem mülakat hem de anket yöntemi ile araştırılmıştır. Sonuçlara göre AYD altı dönemden oluşmaktadır:
1- Yeni evli çocuksuz aile,
2-En büyük çocuğu okul öncesi çağda olan aileler,
3-En büyük çocuğu ilköğretim çağında olan aileler,
4- Yetişkin çocuğu olan aileler,
5-Eşlerin çocukları evden gönderdikten sonra başlayan baş başa kalma yılları,
6-Kuruculardan birisinin hayatta kaldığı dönem. AYD boyunca dönemlerin birbirinden farklılığı “aile yapısı, gelir özellikleri, harcama özellikleri, satın alma kararında etkili kişiler, satın alma kriterleri” bakımından analizler yapılarak karşılaştırılmıştır.
Araştırma sonunda 6 aile yaşam döneminin tüketim kalıplarını farklılaştırdığı sonucuna ulaşılmıştır.
TAKDİM
Millet olarak, ülke olarak genelde dert yanmakta, yaşadığımız meseleler için hep başkalarını suçlamaktayız. Oysa asıl yapmamız gereken iş, kültür ve medeniyetimizi; tepkisellikten ve antitez olmaktan çıkarmak, kendi tezlerini ve projelerini üretmesini sağlamak, insanlığın gündemine kendi tezlerini sokmak, insanlığı huzura kavuşturacak çözümler sunmak olmalıdır. Bunu için sağlam, güvenilir bilgi ve belgeye ve bunlara dayanarak üretilen projelere İhtiyaç vardır. Sosyal Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi(SEKAM), saha araştırmaları, alan araştırmaları, vaka analizleri ve teorik derinlikli ilmi araştırmalar yaparak, bu görevi yerine getirmeye çalışmaktadır.
SEKAM, Ülkemizin, Kültür ve Medeniyet havzamızın ve insanlığın temel sorunlarını; bağımsız bir bakışla tespit edip fotoğrafını çekmeyi ilke edinmiştir. Bağımsız bir yaklaşımla tespit edilen sorunlara, kendi kültür ve medeniyetimizin temel değerleri, ana frekansları, esas alınarak çözüm önerilerinde bulunmaktadır. Ancak bu, araştırmanın dışında ve uzantısında mutlaka yapılması gereken ayrı bir çalışma olarak ele alınmaktadır. Çözümler, kendi kültür ve medeniyetimiz açısından elde edilmeye çalışılırken, tüm insanlığın birikiminden yararlanmak da esas alınmıştır. Böylelikle, günü kurtaran anlık çözümler yerine, kalıcı, uzun vadeli çözümler üretilebilecek ve politikalar belirlenebilecektir.
Türkiye’nin günü birlik çözüm arayışlarından kurtulması gerektiğine inanmaktayız. Günü birlik çözüm arayışlarının, bu ülkeyi her seferinde getirdiği nokta bellidir. O nedenle zor, meşakkatli ve bedel isteyen çözümler için, halkın katkısı, fedakârlığı istenmelidir. Halkın aktif desteği olmadan, siyasetin, tek başına sorunları çözüme kavuşturması mümkün değildir.
Toplumsal yapının çekirdeği olan aile, insanlık tarihinin başlangıcından beri var olagelmiş bir kurumdur. Aile kurumu, yoğun ve şiddetli olumsuz etkiler karşısında bazen kısmen değişmiş, bazen bir oranda da olsa dönüşmüş; ama hep var olmuştur. Tarihsel süreçte karşılaştığı en köklü toplumsal değişmeler karşısında bile iç direncinden bir şey kaybetmemiş; şekil ve işlev farklılaşmalarına rağmen var olmaya devam etmiştir. Böylece, aile, toplum hayatında vazgeçilemeyen ve muadili bulunmayan bir toplumsal sistemi/birimi temsil etmiştir.
Toplumun temelini oluşturan aile, her zaman ve her toplumda bir erkek ve bir kadının evlenme anlaşmalarıyla/kararlarıyla başlamıştır. Bu beraberlik öncelikle ailenin fizyolojik işlevini yerine getirmesine imkân sağlamaktadır. Ailenin yerine getirdiği fizyolojik işleve ilaveten, psikolojik tatmin, kültür aktarımı, koruyuculuk, toplumsallaştırma, ekonomik dayanışma ve eğitim işlevleri, herhangi bir öncelik sırası olmaksızın, aile ortamında ve aile tarafından yerine getirilmektedir.
Bir erkek ile kadının evlenmeleriyle oluşan aile, farklı ve uzun evrelerden geçerek varlığını sürdürür. İlk yıllarda, sadece iki kişinin birlikteliği biçiminde başlayan süreç yapısal olarak çocuk(lar)ın katılımıyla büyür, çocuk(lar)ın gelişim evreleriyle farklı aşamalara sahip olur. Eşlerin çalışma yaşamları ve emeklilikleri de, ailenin işlevinde farklılaşmalara ve dolayısıyla yaşanan sorunların ve tüketim davranışlarının değişmesini sağlayan diğer bazı önemli faktörler olarak anlam kazanır. İki kişiyle başlayan, yeni üyelerle (çocuk(lar)) büyüyen aile, sonunda eşlerden birisinin ölümü ile sona erer.
Tüm bu süreçte önem kazanan iki konudan/özellikten birisi, ailenin yapısal ve işlevsel değişme evrelerinin hangi durumlarda/aşamalarda başladığı ve ne kadar sürdüğüyle ilgilidir. İkincisi ise her evrenin özelliklerinin neler olduğuyla ilgilidir.
Bu araştırma bu konuları ve özellikle de ikinci konu bağlamında tüketim davranışlarını ele almaktadır. Bu haliyle de Türkiye’de hemen hiç araştırılmamış bir konuyla ilgili bilimsel bir çalışmanın ürünü olarak anlam kazanmaktadır. Böyle değerli ve anlamlı bir çalışmayı yapmış olan kıymetli bilim adamları, Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, Prof. Dr. Ömer Torlak ve Prof Dr. Celalettin Vatandaş’a teşekkür eder başarılarının devamını dileriz.
Aile konusunda yaptığı kapsamlı araştırmalarıyla ve akademik faaliyetleriyle, Aile yapımızın yapısal ve işlevsel durumunu tespit etme yönünde önemli çalışma ve çabalara imza atmış olan SEKAM, Aile Yaşam Döngüsü ve Tüketim çalışmasıyla da son derece orijinal ve önemli bir konuyu gündeme taşımış olmaktadır. SEKAM, bu araştırma ile aile kurumumuzun durum ve sorunlarını daha doğru ve ayrıntılı bilme yönündeki çabalara ve aile politikalarına katkı sağlayacağı inancındadır.
Prof. Dr. Burhanettin CAN
SEKAM Yönetim Kurulu Başkanı
ÖNSÖZ
Bu çalışma, araştırmacıların yaklaşık 3 yıllık çalışmalarının bir ürünüdür. Önce literatür taraması yapılmış, sonra planlandığı gibi mülakatlar yapılarak daha önce ülkemizde bir alan çalışması ile belirlenmiş olmayan Aile Yaşam Döngüsü dönemlerinin sayısı ve temel özellikleri tespit edilmiştir. Bundan sonra genelleştirilebilecek bilgilere sahip olmak amacıyla anket formu yardımıyla Türkiye genelinden yaklaşık 3000 aileye ait veriler toplanmış ve analiz edilmiştir. Araştırmada Türkiye’de yaşayan aileler için dönemler arasındaki önemli farklılıklar, farklılıkların yönü ve kaynakları hakkında mümkün olduğunca detaylı analizler yapılmıştır.
Bu çalışmada projede adı geçen üç kişiden başka kendilerine teşekkür borçlu olduğumuz birçok kişinin katkıları bulunmaktadır. Bu kişilerin başında 2,5 yıl boyunca gündeme geldiğinde açık fikirleriyle projeye destek olan değerli meslektaşlarımız Prof. Dr. İsa Sağbaş, Doç. Dr. Yusuf Karaca gelmektedir. Projenin resmi işleyişinde bize yardımcı olan üniversitemiz çalışanlarından Osman Akad ve Ayhan Boyacıoğlu’na da teşekkür ederiz. Ayrıca özellikle araştırma grubundaki “bayan çalışan” eksiğini kapatarak mülakatlarda yardımcı olan öğrencimiz Şadıman Mere’ye; araştırma projesi boyunca birçok değişik iş yaparak yükümüzü hafifleten öğrencimiz Ömer Kuzu’ya da teşekkür ederiz. Ayrıca anket verilerinin alandan sağlıklı şekilde ve zamanında toplanması gibi önemli bir katkı sağlayan AREA danışmanlık şirketine ve Müdürü Murat Karan beyefendiye katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Çalışmamızın diğer araştırmacılara ufuk açıcı olmasını ve bu bilgiyi kullanarak toplumsal fayda sağlayacak kişi ve kuruluşlar için hayırlı olmasını dileriz.
Mayıs 2016 Afyonkarahisar
Prof. Dr. Şuayıp Özdemir
Prof. Dr. Ömer Torlak
Prof. Dr. Celalettin Vatandaş